İktisatçı yazar Yaşar Süngü, doğallığı yakalamak ve onunla birlikte yaşamak için, Ankara’nın şirin ve küçük bir ilçesi olan Güldül’de, şifalı bitkilerle ilgili olarak yapılan bir çalışmaya dikkat çekiyor.
İktisatçı yazar Yaşar Süngü, 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Günü sebebiyle, kadının bu kapitalist sistemde, evden kopartılarak çalışmaya mahkûm edildiğini, bunun ise asla özgürlük olmadığını belirtiyor.
İktisatçı yazar Yaşar Süngü, aslında her zaman olması gerektiği üzere, bu deprem sebebiylede birlikte yaşamamız; laf değil iş üretmemiz ve iyilik içeren yeni özellikler kazanmamız gerektiğini belirtiyor.
Yaşar Süngü, deprem hadisesinden de önce gündeme getirdiği “yata ev/dikey ev” konusunda, birçok Avrupalı uzman ile merhum Turgut Cansever’in, yatay eve dair “olumlu” yaklaşımlarının önemine dikkat çekiyor.
Yaşar Süngü, rahmetli mimar Turgut Cansever'in, insana uygun yaşamsal bir çevrenin düşünülüp inşa edilmesine yönelik düşünceleri üzerinde bir değerlendirmede bulunuyor.
Yaşar Süngü, çalıştığı işte üç yıl tatil yapmayan, ama en sonraki tatilden sonra işinden kovulan Ernie J. Zelinski’nin, işsiz kaldığı dönemde konuya dair 15 kitap yazdığını ve işkololikliğe karşı olduğunu belirtiyor.
Yaşar Süngü, kendine has bir üslupla bazı kitaplardan ve bazı sosyal medya sayfalarından yaptığı “incelik eseri” alıntılarla insanın yaşadığı hayatta ölçülü olması gerektiğine işaret ediyor.
Yeni Şafak yazarı Yaşar Süngü, yaşanılan enflasyonu eleştirerek "Bu, bizim tanıdığımız enflasyona benzemiyor. 1970’lerde para vardı yağ yoktu, bugün yağ var ama para yok" dedi.
Yaşar Süngü, genellikle kış aylarında dünyada ve Türkiye'de önemli bir sorun haline gelen evsizlerin barınma ihtiyaçlarına sekter olan mücbir sebeplere ve konuya yönelik yapılabilecek olan çalışmalara değiniyor.
Yaşar Süngü Yazdı;
İktisatçı yazar Yaşar Süngü, para kazanma ve kazanılan servetin dağılımında adalet(servetin toplum içerisinde dolaşımı) ve iyilik(servetin üretiminde payı olan insanların ödüllendirilmesi)kavramının önemine işaret ediyor.
Yaşar Süngü, iş yeri ortamında iyi çalıştığı halde birçok hakkını tam olarak alamadığını düşünen çalışanların, yaptığı işi aksatma olarak değerlendirilebilecek ve dünyada oldukça yaygın “sessiz istifa” olgusundan bahsediyor.
Yaşar Süngü, geçen haftaki yazısının konusuna devam edip sosyal refah ve eşitliğe dair Siret Ansiklopedisi’inden önemli cümleleri iktibas ederek okuyucusuyla paylaşıyor.
YaşarSüngü, 2021’de yaşamın normalleşmeye başlamasıyla birlikte azalan enerji tüketimi salgın öncesi dönemin üzerine çıkınca küresel sistemin ayarları bozulduğunu, bundan da kurtulmanın yollarının bulunması gerektiğini belirtiyor.
Yaşar Süngü, Kovit-19 salgını döneminde değişen alış, veriş/tüketicilik durumunun, bazı kolay tarafları olduğu gibi, gelecekte insan yaşamını. “küresel güçler”in yönlendirmesi/baskısı sonucu zora girebileceği uyarısında bulunuyor.
Yaşar Süngü, ülke ekonomisine dair bazı verileri paylaştıktan sonra, Avrupa genelinde savaş sebebiyle yaşanacak olan gaz sorununa ironik bir şekilde bir Kızılderili fıkrasıyla değiniyor.
YaşarSüngü, sosyolog ZygmuntBauman’ın dilinden hareketle “Borçlu zamanlarda yaşamak” adlı kitaptan alıntılar yaparak küresel kapitalist sistemin insanı/ vatandaşı tüketici, yolcu ve hastayı ise müşteri olarak gördüğünü belirtiyor.
İİktidsatçı yazar aşar Süngü, çeşitli sebeplerden dolayı giderek stratejik bir konuma ulaşan ve gelecekte de insanların ilgilendiği en önemli konulardan olacağı öngörülen gıda güvenliği mes’elesine dikkat çekiyor.
Yaşar Süngü,56 yaşında ölen iş insanı SteveJobs üzeriden, kendi iş hayatının yoğunluğu sebebiyle görmediği,hatta göremediği, ama uygulanması gereken birçok şeyin tez elden yapılmasını istediğine yönelik itiraflarına yer veriyor.
Yaşar Süngü, Yazar İvo Andriç ile Bosna kurucu lideri Aliya İzset Begoviç’in konuya dair yaklaşımı ile Yeşilay’a bağlı bir rehabilitasyon merkezi konumunda bulunan YEDAM’ın çalışmalarına atfen bağımlılığa dikkat çekiyor.
Yaşar Süngü, bağımlılık ve ruh sağlığı konusuna İstanbul üzerinden örnek vererek, hasta sayısında artışa rağmen, altyapı konusunda yeterli olunmadığını ve bununda gelecek açısından türlü zorlukları içerdiğini belirtiyor.
Yaşar Süngü, uyuşturucu kullanımına karşı dizilerin önenme atfen “Uyuşturan değil, uyandıran dizilere, cinsiyetsiz değil, cinsini insana yakışır şekilde temsil eden dizi oyuncularına acil ihtiyaç…”olduğunu belirtiyor.
Yaşar Süngü, erkek çocuklarımızla birlikte giderek kız çocuklarımızın da uyuşturucu ağına düşürüldüklerini ve bundan kurtulmak için bir çare aradıklarını; bunu sağlamanın yapılması gerektiğini belirtiyor.
Yaşar Süngü:“Şehirli ve okumuş olmak “insan” olmanın temel şartlarından değildir. Entelektüel ve irfan sahibi olmanın belki de tek şartı; kendin için istediğini başkaları için de isteyebilecek ruh zenginliğine sahip olabilmektir."
İktisatçı yazar Yaşar Süngü, Aliya’nın Bosna savaşı döneminde ona “korkmuyor musun?” sorusuna verdiği cevaptan hareketle insanın hayatta korkularından daha büyük şeylerin olmadığı takdirde ilerleyemeyeceğinin altını çiziyor.
Yaşar Süngü, hepsi de ayrı dünyaların insanı olan, ama “yaşam’a dair hemen, hemen aynı şeyleri söyleyen Ali Şeriati, Lamartine, Halil Cibran, Can Yücel ve Mevlâna gibi şahsiyetlerin incelikli ifadelerine yer veriyor.
İktisatçı yazar Yaşar Süngü, üretici ile vatandaşın arasına girip çiftçiden daha fazla kazanan aracıların elinin kiri ile bugünkü ürün ve hizmet fiyatlarındaki fazlalık fiyatların oluştuğunu belirtiyor.
İktisatçı Yaşar Süngü, birçok üründe küresel gıda pazarında lider olmamıza rağmen, “az çalışıp çok para kazanmak” ve elde edilen ürüne yönelik işleme sorunu yüzünden sorun yaşadığımızı belirtiyor.
İktisatçı yazar Yaşar Süngü, toplumda var olan “üniversiteli” algısının gerçeği tam da yansıtmadığını, mesleki eğitime de “çok” önem verilmesini ve “en değerli” madenin ise genç nüfus olduğunu vurguluyor.