Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

İkiyüzlü Soldan “Tecavüzcü HDP’ Sloganlarını Neden Duymuyoruz?

​​​​​​​Ensar yurdunda bir öğretmenin sapıklığı üzerinden kurumun tamamını, hatta tüm İslami camiayı mahkum eden çevrelerin HDP’li milletvekilinin suçlandığı rezillik karşısında konuyu ‘yargıya bırakma’ olgunluğu gözlerimizi yaşartıyor!

İkiyüzlü Soldan “Tecavüzcü HDP’ Sloganlarını Neden Duymuyoruz?

Ensar Vakfı’nın Karaman Şubesinin öğrenci yurdunda gönüllü etüt öğretmenliği yapan bir şahsın çocuklara tecavüz ettiğinin ortaya çıkması üzerine ortaya çıkan tepkileri hatırlıyoruz. 2016 yılında gündeme gelen bu hadise aradan geçen bunca zamana rağmen gündemden düşmüş değil. Bu alçakça fiili gerçekleştiren şahıs üzerinden sol-Kemalist, bilumum laik çevreler yoğun bir kampanya başlatmış ve bu sapık şahıs üzerinden Ensar Vakfı’nı mahkum etmeye çalışmış, hatta burada da kalmayarak tüm İslami camiayı tecavüzcülükle ve tecavüze göz yummakla suçlamışlardı. 

Şüphesiz yaşanan olay korkunçtu, sadece failin değil, olayda kusuru, ihmali bulunanların da itham edilmesi, hesap sorulması normaldi. Ama burada kalmayıp sokaklarda, medyada “tecavüzcü Ensar” kampanyaları başlatanların, Ensar Vakfı şubeleri önünde eylemler yapıp taşkınlıkta bulunanların asıl niyetleri de hep sorgulanmayı hak ediyordu.

Nitekim LGBT adıyla örgütlenmiş sapıkları savunmaktan, müstehcen neşriyata arka çıkmaya, haramlara yönelik duyarlılığı ‘ahlakçılık’ diyerek aşağılamaya varan tutumları ile mezkur çevreler ne kadar samimi olduklarını zaten eylemleriyle ifade ediyorlardı!

Ve şimdi bu çevrelerin ne kadar ikiyüzlü ve tutarsız olduklarını ortaya koyan yeni bir hadise ile karşı karşıyayız. HDP’li bir milletvekilinin bir kadına tecavüz ettiği iddiaları gizlenemeyecek ve sümenaltı edilemeyecek bir şekilde ortaya çıktı. Üstelik bu olayın yeni bir olay olmadığı, tecavüz iddiaları hakkında başta parti yetkilileri olmak üzere pek çok kişinin ve sözde tecavüz karşıtı milletvekillerinin de bu iddiaları bildiği ve bu olayın üzerinin kapatılması yönünde çabalar sarf edildiği iddia edilmekte.

Peki, Ensar olayında yeri göğü birbirine katanların, bu hadise karşısındaki tutumları nasıl? Sessizce geçiştirmek!

Sorulsa “yargıya intikal etmiş bir dava bu, sonucunu bekleyelim” diyeceklerini tahmin etmek zor değil. Üstelik konuyla ilgili haberlerde bahsi geçen milletvekilinin partisini zor duruma düşürmemek için istifa ettiği vurgulanarak, yani bir anlamda alicenaplık gösterdiği de ifade ediliyor. Yani bunca mevzudan sonra dahi ortada partiden ihraç falan yok, sayın vekil durum aydınlanıncaya kadar kenara çekilerek büyüklük göstermiş!

Ne suçlayan var, ne hesap soran; ne HDP binaları önünde eylem yapan, ne de parti yönetimini istifaya çağıran! Gerek HDP’liler, gerekse de müttefikleri soğukkanlılıkla bu ‘rahatsız edici’ olayın unutulmasını bekliyorlar adeta! Yani Ensar olayında gördüğümüz ne varsa şimdi tam tersi bir tablo ile karşı karşıyayız.

Şunu da hatırlatalım, bahsi geçen milletvekiline yöneltilen suçlama üzerinden yargısız bir infazı savunuyor değiliz. Evet, suçu kesinleşmeden kimse suçlu muamelesi görmemelidir.

Aynı şekilde bir kişinin işlediği iddia edilen bir suçtan, alçakça bir fiilden ötürü onunla siyasi irtibat içinde olan bir camianın toptan mahkum edilmesini de asla doğru bulmuyoruz. Suçun şahsiliği ilkesi asıldır.

Ama farklı olaylarda farklı tavırlar takınan mezkur kesimlerin ikiyüzlülüğünün, tutarsızlığının, ahlaksızlığının altını çizmekte de yarar görüyoruz. Bunu da hatırlatmış olalım!

Kaynak: haksozhaber.net



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER