Terör örgütü FETÖ'ye açıktan destek verenler, hapse atılan FETÖ'cü hainleri savunmak için, "28 Şubat'ta bile böylesine ezilmedik" diyor. Terörle mücadelede PKK'dan yana saf tutarak bildiri yayınlayanlar, yargı müdahalesi ile karşılaşınca "28 Şubat döneminde bile bunu yaşamadık" diyor.
17 yıllık AK Parti iktidarı döneminde devletin bütün nimetlerinden yararlananlar, haksız yere elde ettikleri gelirler ellerinden alınınca "Bunu bize 28 Şubat'ta bile yapmadılar" diyor.
Recep Tayyip Erdoğan sayesinde makam sahibi, şan sahibi, şöhret sahibi olanlar, oturduğu koltuklar altlarından çekilince, "Biz bu zulmü 28 Şubat döneminde bile görmedik" diyor.
Yapılan son milletvekili seçimlerinde AK Parti kadrolarından aday adayı olanlarla, son yerel seçimlerde belediye başkan adayı olmak isteyip de aday gösterilmeyenler de karşı tarafa geçmiş, "Bize 28 Şubat'ta bile böyle zulüm yapılmadı" diyor.
"Biz bunu 28 Şubat'ta bile yaşamadık" diyenlere önceki gün itibarıyla Ahmet Davutoğlu ve ekibi de katıldı.
Sebep?
Sebebi şu:
Beyefendi başbakan iken devletin arazisini başında bulunduğu bir vakfa bağışlamıştı ya hani. O vakfa önceki gün kanun gereği kayyum atandı. "28 Şubat'ta bile bizim vakfımıza dokunan olmamıştı. Bunun adı İslami 28 Şubat'tır" diyor.
İHH
İMH
Önder
Mazlumder
Aksa Vakfı
İstikamet Vakfı
Medeniyet Vakfı
Ümran Hareketi Vakfı...
Onlar da Bilim Sanat Vakfı isimli kuruluşa kayyum atanmasına tepki göstermiş, "Bunu 28 Şubat döneminde bile görmedik" anlamına gelecek açıklama yapmışlar.
Öncelikle şunu söyleyeyim.
Bilim Sanat Vakfı'na kayyum atanması kanuni bir işlemdir. Ama bazı kanunların vicdanlarda karşılığı yoktur. Vicdanları rahatlatmak yerine, vicdanları yaralayan kanunlarımız var maalesef
Bu anlamda işletilen kanun vicdanınızı yaralıyorsa, alınan kararı yerden göğe kadar eleştirebilirsiniz.
Ama "Biz bu zulmü 28 Şubat'ta dahi yaşamadık" derseniz, birileri size "İşte orada dur" der.
Yukarıda adını saydığım bütün kişilere ve bu kişilerin başında bulunduğu kurumlara tekrar soruyorum:
Siz böylesi bir zulmü 28 Şubat döneminde yaşamadınız öyle mi? Bunu gerçekten inanarak mı söylüyorsunuz efendiler?
Yahu biraz utanın be!
Hadi yüzümüze karşı bunu söylemekten utanmıyorsanız bari Allah'tan korkun!
28 Şubat'ta ne yaşadı bu ülke?
Unuttuysanız hatırlatayım.
Dönemin başbakanının oturduğu masaya 70'lik rakı şişeleri koyarak poz veren generaller gördü bu ülke. Başbakanına "pez...nk" diyen paşalar gördü. Başbakanı Meclis koridorlarında tokatlamaya hazırlanan teğmenler gördü...
Bu ülkenin generalleri, dönemin kadın İçişleri Bakanı'na "Oraya gelirsem seni yağlı kazığa oturturum" diyordu.
28 Şubat'ta okullara girmek isteyen başörtülü öğrenciler âdeta terörist muamelesi gördü binlercesi gözaltına alındı okul bahçesine dahi sokulmadı. Bazı kızlar sokaklarda başörtülerinden tutulup sürüklendi.
İstanbul üniversitesi eşine rastlanmayan bir skandala imza attı. Rektör Kemal Alemdaroğlu ve yardımcısı Nur Serter öğrencileri ikna odalarına soktu ve zorla okula başörtüsüz girmeyeceklerine dair taahhütname imzalattı.
Yani daha iyi anlamanız için açık açık söyleyeyim.
Sizin namusunuza el atıp, kadınlarınızı, kızlarınızı soyunmaya zorladılar ve bazılarını elleriyle soydular. "Sokakta başörtülü görürsem fahişe muamelesi yapar gibi ihbar ederim" diyen yazarlar vardı o dönemlerde unuttunuz mu?
Sizin bugün iftiharla mezunu olduğunu söylediğiniz İmam Hatip Liseleri'ni kapattılar.
Bu ülkenin 291 milyar dolar parasını "Şeriat geliyor" teranesiyle alıp ceplerine koydular.
Ey İHH...
28 Şubat döneminde neydin sen, anlatır mısın? Cirmin ne kadardı söyler misin? Recep Tayyip Erdoğan döneminde "İktidarın İsrail'le Mavi Marmara konusunda yaptığı açıklamayı tanımıyoruz" diyebiliyordun. Çevik Bir döneminde bırak bu açıklamayı yapmayı, "Filistin" diyebiliyor muydun?
Yahu 17/25 Aralık'ta FETÖ'nün size yaptığı operasyonu hatırlıyorsunuz değil mi?
Bugün 28 Şubat'çılarla bir tuttuğun Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı FETÖ seni fiilen bitirmiş ve tüm yöneticilerini hapse tıkmış olacaktı?
Erdoğan size destek vererek mi 28 Şubat'ın zalimlerinden daha zalim oldu?
Peki ya sen Aksa Vakfı?
28 Şubat'ta Ankara Sincan'da düzenlenen "Kudüs Gecesi"nden sonra neler olduğunu hatırlıyor musun? O gece yapıldı diye tankların yürütüldüğünü, dönemin kudretli paşalarının "Demokrasiye balans ayarı yaptık" dediğini, Erbakan'ın bu süreçte postmodern darbe ile devrildiğini unuttun mu?
Acaba o dönemde bırak böyle bir açıklama yapmayı, göğsünü gere gere AKSA diyebiliyor muydun?
Ve siz, diğer derneklerin ve vakıfların saygıdeğer yöneticileri…
Bize 2000 yılından önceki hâlinizi anlatın lütfen? O gün neydiniz, şimdi nereye geldiniz? Ve daha doğrusu kimin sayesinde bugünlere geldiniz?
Anlatın da bilelim.
Yukarıda söylediğim gibi...
Bir vakfa kayyum atanmasını elbette eleştirebilirsiniz ama 28 Şubat dönemi ile bu dönemi bir tutmak en hafif tabirle ayıptır ayıp...
Sizin var olmanız için, büyümeniz için, güçlenmeniz için yeri geldiğinde canını ortaya koyan bir adamı, Çevik Bir gibi bir zalimle aynı kefeye koyduğunuz için kendinizden utanın.
Kendinizden utanmıyorsanız, 28 Şubat döneminde zulmün bin çeşidini yaşayanlardan utanın. Hâlen hapislerde can çekişen 28 Şubat hükümlülerinden utanın.
Eğitim hayatı ellerinden alınan, vebalı muamelesi gören, tuvaletlerde gizlice namaz kılan 28 Şubat dönenimin mazlumlarından utanın.
Ya da utanmayacaksanız dürüst olun...
Çıkın meydanlara, "Biz Çevik Bir'i ve onun demokrasisini özledik" diye pankart açın!
Size de bu yakışır zaten!