FETÖ, devletin tüm kurumlarına sinsice sızdı. O kurumlar arasında yargı da vardı.
Gerçek yüzünü 17 Aralık 2013 tarihinde gösterdi. Bu tarih FETÖ'nün seçilmiş meşru hükümete karşı yürüttüğü operasyonların başlangıcı kabul edildi.
Dönemin Cumhuriyet Başsavcısının bile haberi yoktu
Firari savcılar, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç o dönem İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kadrosundaydı. Her iki savcı 3 ayrı soruşturma yürütüyordu. Koordinasyonu ise bir başka firari Zekeriya Öz yapıyordu.
17 Aralık sabahı 3 soruşturmadaki sözde 89 şüpheliye operasyon yapıldı. Ancak dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'nın bile haberi yoktu.
Ağaoğlu'nun parasıyla Dubai tatili
Örgüt, 17 Aralık kumpası için hazırlıklara çok önceden başlamıştı. Üç sözde soruşturma için teknik ve fiziki takip süreci, 2013'ün Haziran ayında tamamlandı. Ancak FETÖ üyesi savcılar herhangi bir işlem yapmadı. Harekete geçmek için 17 Aralık'ı beklediler.
Zira soruşturulanlar arasında iş adamı Ali Ağaoğlu da vardı. Operasyonun koordinatör savcısı Öz, Ekim 2013'te Ağaoğlu'nun parasıyla Dubai'de tatile çıktı.
Operasyondan örgüt üyelerinin de haberi vardı. O üyelerden biri de Hakan Şükür'dü. Öyle ki, Şükür, FETÖ'cü yargı mensupları kumpas için düğmeye basmadan sadece 12 saat önce AK Parti'den istifa etti. FETÖ'nün medya organları da, 17 Aralık'ta yapılacak algı operasyonu için günler öncesinden hazırlanmıştı.
17 Aralık kumpasında rol alan FETÖ'cü savcı ve polislerin hedefinde Halkbank da vardı. Banka, 3 soruşturmadan birinin odağındaydı.
Halkbank neden FETÖ'nün hedefindeydi?
Bu sorunun yanıtı çok geçmeden anlaşıldı.
Türkiye, İran'dan aldığı enerjinin karşılığını Halkbank'a yatırıyordu. Tahran yönetimi, ABD'nin uyguladığı ambargo yüzünden Halkbank'ta hesap açtı. FETÖ'cü polis ve savcılar bunun önüne geçmek için kumpası Çağlayan Adliyesi'nde kurdu. Oysa bankanın genel merkezi Ataşehir'de.
Yani, Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'nın görev bölgesindeydi. Ancak sözde soruşturma dosyası Çağlayan'daki firari savcıların kontrolündeydi.
FETÖ'cü polis Korkmaz Halkbank davasında tanık oldu
Bugün New York'ta devam eden Halkbank davası, FETÖ'cülerin ürettiği sözde deliller üzerinden görülüyor. Bu sözde delilleri ABD'ye kaçıran FETÖ'cü polislerdi. O polislerden biri de Hüseyin Korkmaz'dı. Meslekten ihraç edildi, firar etti.
Korkmaz, yıllar sonra Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı ABD'deki davada duruşma salonunda tanık olarak ortaya çıktı. Bu tanıklık için FBI tarafından 50 bin dolarla ödüllendirildi.
21 Aralık'ta aralarında 2 bakanın çocuklarının da bulunduğu 26 kişi tutuklandı.
Hedefteki asıl ismin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğu ise 4 gün sonra anlaşıldı. Ancak İstanbul Emniyeti'ndeki FETÖ'cü polisler artık görevde değildi. 17 Aralık'taki kumpasın, darbenin ilk halkası olduğunu o gün kimse bilemezdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar, MİT Başkanı dinlendi
Hukuksuz elde edilen sözde deliller... Aynı hakimlerden alınan dinleme kararları...
Onlarca iş adamının mal varlığına koydurulan tedbirler...
8 gün sonra FETÖ'nün firari savcısı Muammer Akkaş harekete geçti. 25 Aralık sabahı sözde 96 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. O kararların hiçbiri İstanbul Emniyeti tarafından uygulanmadı. Zira dosyada düzmece deliller oluşturulduğu tespit edildi. Yüzlerce kişinin hukuksuz şekilde dinlendiği belirlendi.
Dinlenenler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da vardı.
FETÖ'cü polisler, Erdoğan'ın konuşmalarını uzun süre dinledi. Bununla da yetinmedi, kayıtları depoladı. Aynı polisler düzenledikleri fezlekede "Dönemin Başbakanı" ifadesini bile kullandı.
Dinlenen sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan da değildi. 3'ncü kişi sıfatıyla çok sayıda bakan, MİT Başkanı ve AK Parti yöneticisi de dinlenenler arasındaydı.
Takipsizlik kararı verildi
17 ve 25 Aralık kumpasları için hazırlanan sözde soruşturma dosyalarına takipsizlik kararı verildi. Hükümeti yıkmaya çalışan FETÖ'cü polis ve savcılar hakkındaysa dava açıldı. 25 sanık ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi.
13'ü toplamda 172 yıla kadar hapis cezası aldı. 22 sanığa da örgüt üyeliğinden 10 yıla kadar hapis cezası verildi. Muammer Akkaş, Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç ise firari.
FETÖ'nün yargıdaki yapılanması seçilmiş hükumeti deviremedi. Üç buçuk yıl sonra, bu kez Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki FETÖ'cüler harekete geçti. Ancak millet FETÖ'cü hainlere "dur" dedi.
Kaynak: trthaber.com/haber